Geçen Pazar günü anneanneme ziyarete giderken çiçek almak
için şu büyük marketlerden birine girdim. Çiçeklerin bulunduğu reyona giderken
gözüm rengarenk sukulentlere takıldı. Bir sukulentin cart mor yada çingene
pembe olmasına şaşırmam ancak yanlarına gidene kadar oldu. Maalesef
boyanmışlardı, sprey boyayla. Görüntü o kadar fenaydı ki resmen içim acıdı. Bir
yandan da “bir insan bitkiyi neden boyar ki” sorusunun mantıklı bir nedenini
bulmaya çalışıyordum: tabii ki ticari kaygıyla. Yani evet, daha önce üzerine
silikonla yapay çiçek yapıştırılmış ya da simlenmiş küçük kaktüsler gördüğüm
olmuştu. Onlara da oldukça sinirlenmiştim ama bu pazarda boyalı civciv görmekle
eşdeğer bir duygu yarattı bende.
Kasadaki elemana sordum önce. Bana hak verdi ancak danışmaya
bildirdiğim taktirde şikayetimin ilgili yerlere iletileceğini belirtti. Ben de
sonra danışmaya uğrayıp oradaki kıza rahatsızlığımı belirttim ve nasılını
sordum. “Bitkileri biz boyamıyoruz. Böyle geliyorlar ama haklısınız,
şikayetinizi ileteceğim.” dedi. Ne bir mail adresi, ne telefon ne de isim alınca
tatmin olmayıp özetle bunu mantıksız bulmamın yanında bitkileri onlar boyamasa
bile böyle bir sektöre katkı sağladıkları için kendilerini kınadığımı, bir
kaktüsün satılabilmesi için sevimli olması gerekmediğini, eğer böyle bir
gereksinim duyuluyorsa da yaşayan bir şeye zarar vermek yerine yapay çiçek
satmalarını önerdiğimi, boyalı bitkilerin satıştan kaldırılmasını istediğimi,
kaldırılmazsa da hukuki yollara başvuracağımı belirten bana göre oldukça sert
ve tehditkar bir mail gönderdim.
Hemen ertesi gün şikayetime istinaden bir kız aradı.
Şikayetimin dikkate alındığını, ilgili kişinin bana cevaben kıza yazdığı maili
okudu. Ürünleri sadece “sukulent” açıklamasıyla gönderdikleri için boyalı
geleceğini bilmiyorlarmış. Ancak tüm şubelerinden ürünleri çekme ve bir daha
satmama kararı almışlar. Her ne kadar “haberimiz yoktu” açıklamasından tatmin
olmasam da –bu ürünleri kontrol eden bir birim illa ki var- ürünleri
çekmelerine sevindim. Kesinlikle benden başka şikayette bulunanlar da olmuştur
o yüzden bunu sadece kendime yormuyorum ancak yine de böyle bir şeyde payım
olması güzel hissettirdi. Güzelden kastım işe yarar, faydalı… Hep olmak
istediğim gibi.
Ancak şunu söylemeliyim ki maalesef bu çözüm aşamasında
durumdan yakındığım arkadaşlarımın pek azı bana destek verdi. O da sadece
“şikayet et tabii, arkandayım” diyerek. Kendileri herhangi bir aksiyonda
bulunmadılar. Bu grup haricinde kalan kısımsa “ne uğraşıyorsun”, “change org’da
olacak kadar ciddi bir konu değil”, bence boşuna uğraşma satıştan çektirmek çok
kolay değil”, “ama pazardaki boyalı civcivler çok farklı bir durum” gibisinden
yorumlar yaptılar. Bence bizim toplum olarak asıl sorunumuz da bu zaten. Destek
olmayacaksan köstek de olma arkadaşım. Benim bir doğrum var ve onun için
mücadele etmeye karar vermişim, sen kalkıp bana senin desteğini sormadığım
halde kem küm yapıyorsun. Başkasının eyleminden bile üşenir olmuşuz ve bu
yüzden bu kaktüs meselesine benzer aklıma gelmeyen öyle şeyleri gerçekten
görmez olmuşuz ki.
Lütfen böyle şeyleri gördüğünüzde müdahale etmekten
korkmayın, üşenmeyin. Etrafınızdaki insanları da sizin gibi davranmaya
zorlamayın ama alternatifi olduğunu fark etmelerini sağlayın. Sandıkları kadar
zor olmadığını gösterin. Bir insanın farkındalığı ne kadar artıyorsa o kadar
yaşıyordur. Yaşayın ve insanların yaşadıklarını fark etmelerini sağlayın. En
güzel amaç bu bence.
Dostluklar,
D.K.