29 Ocak 2014 Çarşamba

Seslilik

İnsanlarla fiziksel bakımdan yakın, anlayış bakımından uzak olduğumuz bir hayatımız var. Hatta ne kadar yakın olursak o kadar uzaklaşıyoruz. Toplu konutların ve şehirleşmenin cilvesi bu; bize ait olmayan her ses kulaklarımızı tırmalıyor.

Bence herkesin araba seslerinden, dikiz aynası beyaz havlulu konvoylardan, en büyük askerin kendi askerleri olduğunu iddia eden kalabalıklardan, kornalardan, komşuların ağlayan çocuklarından, misafirlerini uğurlarken yaptıkları kapı önü muhabbetlerinden, sarhoş olup bağıra çağıra şarkı söyleyenlerden, seçim öncesi yol çalışmalarından, çalışan buzdolabı sesinden, çalmadan duramayan telefonlardan kaçabileceği, kendini bile dinleyemeyeceği, sağır olduğundan şüpheleneceği kadar sessiz bir sığınağı olmalı.

Yoksa hep birlikte kafayi yiyeceğiz.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Şu dünyadaki en gereksiz ses; seçim müzikleri ve parti sloganları esnasında çıkan ses. Ancak bizim gibi 3. dünya ülkelerinde görünen saçma sapan bir uygulama. Gelişmiş ülkeler böyle saçmalıklar yapmıyor. Yapan ülkeler bunu bağış paraları ile yapıyor (bkz: Obama) Ama bizde o dağıtılan salak parti afişleri, balonlar filan bir çekici geliyor galiba. Çok net diyorum bu ülkede tek bir seçim döneminde yapılan bu aptal ve gereksiz masraf ile 1 tane bilim merkezi inşa edilir. Bir sonraki seçim döneminde yapılan aptal ve gereksiz marsaf ile burada çalışacak kişilerin ücreti ve envanterin bir kısmı karşılanır. Ben daha Türkiye'de bir kişi görmedim seçim propagandasından sonra oyunu vereceği partiyi seçen. Tüm oylar belli. Tüm siyasilerin yalancı olduğunu adımız gibi biliyoruz. Yerel seçimlerde söylenen projelerin hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini biliyoruz. O zaman neden bu kağıtlar israf ediliyor, neden bu araçlar sabah akşam sokaklarda ses yapıyor? Billboard'ları kullanın yeter de artar kardeşim.