Etafımızda empati kurma yeteneğinden yoksun bir sürü insan var. Metroda yanına oturan adam, sinemada bilet kesen kız, yemeğini servis eden garson, kendi öz kardeşin ve belki de birlikte çalıştığın kişi. Şüphesiz ki en kötüsü en sonuncusudur. Çünkü eğer aranızda bir kan bağı, sevgi, daha doğrusu isteyerek kurduğunuz bir ilişkiniz yoksa ve her gün görüşmeniz, konuşmanız, yüzyüze bakmanız zorunluluktansa bu insanlar empati kuramamakla kalmaz, insanlıktan çıkarlar. (burada kastettiğim insanlık aslında insanlık değildir. zira insanlık da çoğu zaman kötü bir şeydir)
Bu yazıyı yazdıktan sonra belki ben deşarj olup bir daha dönüp okumayacağım ama birileri okuyacak ve benim öfkem onları olumsuz etkileyecek diye aşırı düşünceli düşüncelerim oluyor. Empati kurmayı seviyorum çünkü. Sadece insanlarla değil. Havluyla, tepsiyle, banyo fayansındaki saç teliyle, lavaboya sümkürülmüş ve oraya yapışıp kalmış sümükle, yastıkla bile. Doğruluk kişiden kişiye göre değişir. Bu da benim doğrum işte. Kimseyi kendi doğrularından vazgeçmek ve benimkileri kabullenmesi için zorlayamam ancak bazen aklım dimağım almıyor.
Aklım dimağım almayınca ben hep öfkelenirim. Zihnimin darlığından değil, böyle bir şeyin nasıl olup da mümkün olamayışına şaşırırım. Birilerinin beni sakinleştirmesini, böyle bir şeyin olmayabilme ihtimalinin bulunabilirliğine beni ikna etmesini, bazı insanların bunu yapamadığını, aklımın dimağımın uzay kadar olup dev bir vajina gibi bu fikri içine almasını falan beklerim. Lakin sadece sakinleştirici etkisi çinli çükü kadar bile olmayan sikko laflar dolanır etrafımda.
Yalnız şunu anladım ki sen ne kadar ıkınırsan ıkın, saçını başını yolsan da, aklını dimağını elinde bir güzel mıncıkladıktan sonra duvara şlops diye çalsan da, alıp karşına konuşsan da, konuşmasan da kişi bunu öğrenemeyecek. Bu yüzden empati dediğimiz şeyin ciddi ciddi doğuştan gelen bir yetenek olduğunu düşünmeye başladım.
Keşke empati yeteneği dalak, böbrek, ince barsak gibi bir organ olsaydı. En azından kendi sinir sağlığım için aramda herhangi bir nedenle ilişki kuracağım insanlardan röntgen filmi isterdim. En kötü ihtimalle empati bağışı olurdu bu yoksun insanlara. Herkes de mutlu mesut yaşardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder