Sabreden derviş muradına ermiş derler ama bu -miş li geçmiş zaman olduğu için bundan hiçbir zaman emin olamayacağız. Çoğu işimizde yaptığımız gibi burada da dervişle aramıza üçüncü tekil şahısları sokmuşuz. Belki de aslında derviş hiçbir zaman eremedi, erdim dedi. Belki de ermedim demesine rağmen üçüncü tekil şahıs yüzyıllardır etrafa erdi diye anlattı. Belki de derviş zaten hiç sabretmemişti hatta belki de var olmamıştı bile.
Bir şeylerlerle aramıza bir şeyleri koymamız en alışık olduğumuz şeylerden biri. Bir nevi ekmek arası hayatlar yaşıyoruz. Babamızla aramızda annemiz, baktığımız şeyle gözlerimiz arasına gözlüklerimiz, zeminle ayaklarımızın arasında ayakkabılarımız, geçmişimizle aramızda zaman, sosyal hayatımızla aramızda işimiz, sevdiklerimizle aramızda mesafeler olabiliyor çoğu zaman. İşte sabır da bu noktada sınanmaya başlıyor. ve muhtemelen en çok da sonuncusunda...
"Elimizde olmayan nedenlerden dolayı..." çok politik bir cümle başlangıcı ve aynı zamanda samimiyetsiz de. Çaresizlik imajıyla duygu sömürüsü yapmayı amaçlamış ama "iş benden çıksın da nolursa olsun" diye düşünen bir beyaz yakalı sanki. Böyle anlarda "Senin elinde değilse kimin elinde?" diye sorası, yetkili bir abi arayası geliyor insanın. Bahaneler, gerekçeler, hepsi birbirine giriyor. Her şey bir yana, eğer doluya koysan almıyor, boşa koysan dolmuyorsa hakikaten o senin elinde olmayan bir nedendendir ve buna senin müdahale etmen çok zordur. Olmuş, bitmiş ya da halihazırda oluyor olabilir. Bunu ancak bekleyerek ve sabrederek görür insan. İki sabır arası zaman. Ya da iki sabır arası sevgi kimi zaman.
Sabretmek aynı zamanda sürprizlerle dolu bir şey. Mesela 9 ay sonra bir bebek veriyor bir kadına. Tam 25 sene önce bugün. Doğum problemli geçiyor ama bebek, doktor sayesinde atlatıyor tehlikeyi. Sonra o bebek büyüyüp bir adam, her şeyiyle başka bir kadının her şeyi oluyor. Sonra aynı adam, o kadına da usul usul öğretiyor sabretmeyi, saçlarını okşayarak. Eğer sabredebiliyorsan orada umut vardır ve bu kadın artık hiç olmadığı kadar sabırlı olabiliyor mesafelere karşı. Ne getireceğini bilmese de, en güzelini umuyor o adamla. Bunu öğrettiği için de o'na minnettar.
Dolu almadı, boş dolmadı. Bu sefer mesafeler aşılamadı. Bazı şeyler olmuş bitmiş bulundu ama halihazırda olan bir şeyler daha var. Güzel bir şeyler. Dervişin aslında var olması, sabretmesi ve muradına erecek olması gibi mesela.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder