1 Mart 2014 Cumartesi

Sayaç

Yeni yıla girecekken, askerden dönecekken, sürpriz yapacakken, mesai bitecekken, sipariş ettiğimiz yemeğimizi beklerken, kırmızı ışıkta yeşili beklerken, uzaya mekik gönderirken, dizimizin başlamasını beklerken... Elimize geçen her fırsatta geri saymayı yeni öğrenmiş çocuk gibi davranıyoruz.  İnsanlar olarak zaten tam bir geri sayım canavarıyız. Bir de buna uzak mesafe ilişkisi de eklenince adeta bir geri sayım sayacına dönüşüyoruz.

Geri saymaktan şikayetçi değilim. Zaten atalarımız "sayılı zaman çabuk geçer" diyerek geri saymaya teşvik etmişler bizi asırlardır. Doğruluk payı olsagerek çünkü şimdiye kadar kimsenin buna itiraz ettiğini görmedim. Belki de atalarımıza saygıdan gerçek düşüncelerini belirtmiyorlardır. Neticede "ölünün arkasından konuşulmaz" da bir atasözü.

Aynı ataların "gözden ırak olan gönülden de ırak olur" diye bir sözü daha var. Doğruluk payı vardır elbet ama teknolojinin de payıyla bu noktada kendilerini çok utandırdığımızı düşünüyorum. "Ölü arkasından utandırılmaz" diye bir atasözü de yoktu bildiğim kadarıyla. Utandırmak serbest.

Her şeyi, alakalı-alakasız, genç-yaşlı, fikri sorulmuş-sorulmamış, bilen-bilmeyen, tecrübe etmiş-etmemiş herkesi, hatta atalarımızı, bütün söylenmiş ve söylenecek cümleleri, az öncekileri de siktir edin. Sevdiğiniz insan yan odadaysa ve siz başka bir odada bu yazıyı okuyorsanız hemen şu anda okumayı bırakıp yanına gidin ve ona sarılın. Sarılın da bütün uzak mesafe ilişkisi sürdürenlerin canına değsin.

Hiç yorum yok: